4 Haziran 2007 Pazartesi

NAZIM HİKMET ÖLÜM YILDÖNÜMÜNDE ANILDI

“Sevdalınız komünisttir,

on yıldan beri hapistir,

yatar Bursa kalesinde.”

Nazım Hikmet’in “Yatar Bursa Kalesinde ” şiiri böyle başlar yaşamı boyunca komünist olarak kalmış olan Nazım Hikmet, Kurtuluş Savaşı sırasında Ankara Hükümeti tarafından pasif bir göreve atanmış, daha sonra yanlışlara yaptığı muhalefet yüzünden yurt dışına kaçmak zorunda bırakılmış. Cumhuriyet kurulurken "demokrasi" unutulduğu(!) için Türkiyeye geldiği yıllarda yazdığı “şiirleri” yüzünden “düşünce suçlusu” olarak yıllarca hapislerde yatmıştır.

.....

“Hapis ammâ, zincirini kırmış yatar,

en âlâ mertebeye ermiş yatar,

yatar Bursa kalesinde.”

......

Ama, Nazım’ın

“Memleket toprağındadır kökü,

Bedreddin gibi taşır yükü,

yatar Bursa kalesinde.”

.......

Evet kökü memleket toprak’ında olan Nazım ustanın Geçtiğimiz pazar günü - 3 haziran- ölüm yıldönümü idi.

1963 yılında Moskovada ölen usta geçtiğimiz günlerde Söke de Eğitimsen Söke Temcilciliği tarafından üç yıldır yapılan ve artık nerdeyse geleneksel hale gelen bir etkinlikle anıldı.

Bu yıl ki etkinlik, her yıl olduğu gibi, tamamen amatörler (dikkat! acemiler değil, amatörler ) tarafından hazırlandı, bunların arasında öğretmenler, tiyatrocular ve öğrenciler vardı.

Bu yılki etkinliği izleyemeyenler yada gelipte yer bulamadığı için geri dönenler de oldu (-ki bu arada istek olursa, belki gecenin tekarı yapılabir.) Nazım Hikmet’i ölüm yıldönümünde anma etkinliki sinevizyon gösterisi ve canlı performansların birlikte sunulduğu bir görsel şölen şeklinde geçti

Etkinlik için gelenler öncelikle Ayfer Özcanyüz, Birgül Bağcık ve Gültekin Rüzgar’ın resim çalışmalarını izlediler ardından ise, yaklaşık elli dakika kadar süren anma etkinliği izleyen bu oldukça kalabalık topluluk, gösteri bitiminde ise düzenleyenleri ayakta alkışladı.

Etkinlik Eğitim Sen Söke Temsilciliği Yönetim Kurulu Üyesi ve Kadın Kolları Başkanı Sevay Açıcı Akkan’ın açılış konuşması ile başladı ve Nazım’ın hayatı hakkında bilgiler verdikten sonra etkinliğe katkıda bulunanlara teşekkür ederek konuşmasını bitirdi ardından sinevizyon gösterisi yapıldı ve şiirler okundu.

Burada bir noktaya değinmekte fayda var Eğitim Sen “katkıda bulunanlara teşekkür etme” kısmını artık dikkatli bir şekilde yapıyor ancak başka bazı etkinliklere bakıyorum da, bu katkıda bulunanlara teşekkür etmek kısmı genellikle es geçiliyor veya hızlı geçiliyor, neden diye sorunca da aldığınız yanıt genellikle, “izleyici bunun uzun olmasını pek sevmez”, şeklinde bir cevap veriliyor. O zaman izleyiciye bir kaç söz söylemek gerekiyor;

Katkıda bulunanların tamamı bu işi gönüllü bir şekilde yapıyor, hiç bir karşılık beklemeden ve kendine ait zamanı başkalarına ayırarak, aslında büyük bir özveri de bulunuyor, yaşama sadece izleyici olarak değil ayrıca üretici olarak da katılıyor ki, bu en önemli kısım, bunun için izleyenlerin, en azından bu harcanan emeğe saygıdan dolayı katkıda bulunanlara teşekkürü mutlaka dinleyip, kimlerin ürettiğini öğrenmesi ve onları desteklemesi açısından yararlı olduğunu düşünüyorum –ki bu isimler okunduktan sonra küçük bir alkışla bu kişileri de desteklediklerini gösterebilirler-

ve tabi daha da güzeli siz de katkıda bulunun sizinde isiminiz teşekkür kısmında okunsun.

Bu dinletide şiirleri Nurcan Erdoğan, Fatih Erdoğan, Alper Esin, Özge Esin, Songül Yılmaz ve Yılmaz Tağaç okudular, sinevizyon gösterisini Mesut Çağlar hazırladı, dramatizeyi ise Söke Belediyesi Şehir Tiyatrosu Oyuncuları ile yönetmenleri Hüseyin Akkaya canlandırdı

evet katkıda bulunan herkese tekrar teşekkürler deyip Nazım’ın “yatar bursa kalesinde”şiirinin son kıt’ası ile bitirelim;

........

“Yüreği delinip batmadan,

şarkısı tükenip bitmeden,

cennetini kaybetmeden,

yatar Bursa kalesinde.”