Önce kısa bir hatırlatma, bundan bir süre önce (14 Aralık
2012 tarihinde) ‘Bir E Belediye Macerası’ başlığı ile belediyenin yaptıklarını
eleştiren bir yazı yazmıştım. Bu yazımdan sonra Söke Belediyesi gazetelere bir
basın bülteni göndermiş ve ‘sözlerimin gerçeği yansıtmadığını’ söylemişti.
Ben de bunun üzerine 26 Aralık 2012 tarihinde Söke Ekspres
gazetesinde “Bir E-Belediye Macerası, Macera Devam Ediyor…(2.bölüm)” ve
03.01.2013 tarihinde “Söke Belediyesi Basın Bülteni Gerçeği Yansıtmıyor. İşte
Gerçekler (3.Bölüm) başlıklı iki yazı yazmıştım. (okuyamayanlar ya da
hatırlamak isteyenler; http://hayatadair2006.blogspot.com adresine
bakabilirsiniz.)
Bu iki yazıda özet olarak belediye basın bürosu ile bilgi
işlem bürosu imzalı cevap yazısının gerçeği yansıtmadığını, kamuoyunu aldatacak
şekilde yalan-yanlış bilgiler içerdiğini ve işlerinin belediye çalışmalarını
halka duyurmak olan ve ücretlerini söke halkının vergilerinden alan bu iki
birimin gerçekleri saklamak için düzenlenmiş sayfalar yaptığını belgeleri ile
kamuoyuna duyurmuştum.
Cevap yazısını okumaya devam edeceğiz ama burada bir ara
verip aklıma takılan iki soruyu sizlerle paylaşmak istiyorum, ilk soru şu;
acaba ilk kez mi böyle yapıyorlar? Biraz üstü kapalı oldu haklısınız açmaya
çalışayım;
Belediye basın bürosu ile bilgi işlem merkezi, benim
yazımdan önce de kendilerini eleştiren insanlara bana yaptıkları gibi
yalanlarla dolu cevap verdiler mi? Korkutmaya uğraşıp hedef göstermeye
çalıştılar mı? İnsan ister istemez düşünüyor.
Ben kendilerine ‘işinizi düzgün yapın’ diye bir yazı yazdım,
‘tamam, yapalım’ diyecekleri yerde, ellerindeki çamur kovasını hemen üstüme
boca ettiler, elimde belgeler olduğu için bana atmaya çalıştıkları çamur kendi
üstlerine yapıştı, gerçek gün yüzüne çıktı.
Ama gerçekten iyi niyet ile işinizi düzgün yapın diye yazan başka
insanlara da çamur attılar mı? Acaba diye merak ettim.
Merak ettiğim diğer bir husus ise bu basın bülteni kimin
onayı ile yayınlandı, yoksa bu iki birim kendi başlarına mı böyle bir işe
kalkıştılar acaba. Merak işte… (du
bakalım)
Söke Belediyesi tarafından gazetelere gönderilen “Söke Belediyesinden Tufan Dinarlı’ya Cevap, Başarı
Tesadüf Değildir” başlıklı basın
açıklamasını incelemeye devam edelim,
Bildiğiniz gibi Söke Belediyesinin bana hitaben cevap
yazmasının nedeni; 14 Aralık 2012 tarihinde Söke Ekspres gazetesinde yayınlanan
‘Bir E Belediye Macerası’ başlığını taşıyan (hani şu yağmurlu havada yazdığım)
yazım, o yazıda e belediye uygulamalarını eleştirmiştim, ancak Söke
Belediyesine yaptığım tek eleştiri aslında bu değildi. Yazıdan bir alıntı ile
diğer eleştirilerimi hatırlatayım: “Sosyal Demokrat” olduğunu iddia ederek Söke
halkından oy alan, seçildikten sonra,
“Halk içine çıkmayan, insan yüzüne bakmayan, belediye başkanı nasıl ‘sosyal’
oluyor?” diye sorarak devamında;
“yaşadığımız kentte,
şehir içi ulaşım; özel, şehirlerarası
ulaşım; özel, çöp toplama; özel, mezbaha yok dolayısıyla özel, bir tane halk
ekmek yok, açlara yemek verecek bir aş evi yok, depreme hazırlık desen hak
getire, demokratlık bunun neresinde?” diye merak ettiğimi belirtmiş ve “işte ‘sözde’ sosyal ve ‘sözde’ demokrat olan
(Söke) belediye başkanı…” diye devam etmiştim. (yazının tamamını http://hayatadair2006.blogspot.com
adresinde okuyabilirsiniz.)
Basın Bürosu ve Bilgi İşlem Merkezi isimli iki Belediye
birimi bana cevap olarak yazdıkları basın bülteninde bu konulara hiç
değinmemişler, acaba diyorum belediyenin iki birimi bu konular da benimle aynı
fikirdeler mi? Yoksa Söke Belediye başkanının ‘Sosyal’ ve ‘Demokrat’ olduğunu
belirten hatta ispatlayan yeni bir basın bülteni yazacaklar mı?
Gülmeyin, olabilir. Nasıl ispatlayacaklarını ben de merak ediyorum
ama mutlaka bir şeyler bulacaklardır, “bir kez aday olacağım” diyen belediye
başkanı ikinci kez aday olduğu zaman, belediye başkanı sözlerini tuttu diye
gazetelere açıklama yolladılar –ilk aklıma bu geldi- Gerçi bugün için “sözleri
gerçeği yansıtmıyor” olabilir ama bakarsınız belediye de değişiklik olur, ne de
olsa seçimler yaklaşıyor.
Sonuç olarak;
Artık meclis ve encümen kararlarına gerçekten ulaşılabiliyor.(Aynı
zamanda ‘nihayet’ demek gerekiyor çünkü ilkyazımı 14 Aralık 2012 tarihinde
yazmıştım, bugün 9 Ocak 2013.)
Bütün bu yazdıklarından sonra ‘Eleştiriye açığız’
diyenlerin, ‘eleştiriye açık’ olmadıkları anlaşıldığı gibi aslında hiçbir
eleştiriye tahammül edemedikleri ortaya çıktı.
Ve anlaşıldı ki eleştiriler karşısında özür dileyerek
yanlışı düzeltmek yerine bulundukları makamlardan güç alarak halka, halk adına
sorular soranlara çamur atmayı, tetikçilik yapmayı gazetecilik zannediyorlar.(şimdi
basın meslek ilkeleri, gazeteciler cemiyeti, onların üyesi gazeteciler vs.
konularına girmek istemiyorum, o konulara girersem yazı bitmeyecek.)
Ve yine anlaşıldı ki bundan dokuz yıl önce “şeffaf
belediyecilik” anlayışı ile yola çıktıklarını iddia edenlerin “sözlerinin
gerçeği yansıtmadığı” üç tane yazı ve sayfalar dolusu belge ile ispatladım ve
yazdıklarım sayesinde bugüne kadar ‘lafta’ kalan ‘şeffaf belediyecilik’
anlayışı gerçekten, biraz olsun hayata geçti.
(Söke halkı adına güzel bir kazanım, oturdukları makam
koltuğunu babasının malı sanan, oradan aldıkları güçle insanlara zart zurt diyerek
terör estirmeye çalışanlardan korkumuz yok, kimsenin yazmadıklarını,
yazamadıklarını ben yazıyorum.)
Ve aslında Söke Belediye Meclisinin yapması gereken
denetimleri Söke de yaşayan bir vatandaş olarak ben yapıyorum. Belediyenin, meclis
adına hareket eden ve doğruları söylemesi gereken birimlerinin yalanlarını yanlışlarını
düzeltiyorum ama olsun şikâyetçi değilim, elimden geldiği kadar yaparım,
belediye meclis üyelerin de ‘şeffaf belediyecilik’ istediklerine inanıyorum, şu
ana kadar tepki vermeme sebepleri olarak herhalde yazılarımı gözden kaçırdılar
diye düşünüyorum. (‘şeffaf belediyecilik’ anlayışının devam etmesini isteyen
okuyucularım http://hayatadair2006.blogspot.com adresinde yer alan bu yazının
bir kopyasını tanıdığı Söke Belediyesi Meclis Üyelerine e-posta ile
gönderebilir.)
Ve bütün bu yazdıklarıma karşılık olarak henüz –yetkili- hiç
kimseden bir “özür dileriz” sözcüğü duymadım. Belediye, basın bürosu, bilgi
işlem merkezi vs. hakkında günlerdir yazıyorum ama yetkililerden tık yok,
konuyu bilmeyenler, yazılarımda sanki Söke Belediyesinden değil de NASA’nın
Marstaki uzay aracından bahsediyorum zannedecek.
Gerçi utandıkları için olabilir ama suskunlukları devam
ederse insanlar farklı yorumlayabilirler.
Tufan Dinarlı
Not: Yukarıda sözü edilen yazıların tamamını ve belediyenin
yalanlarını ortaya çıkaran belgeleri http://hayatadair2006.blogspot.com
adresinde bulabilirsiniz.