Efendim bildiğiniz gibi bugün Kandil
mübarek bir gün, böyle bir günde insanlar para pul işleri ile
vakit kaybetmemeli. bende bir süredir yaptığım bir çağrıya,
bugün için ara veriyorum. çağrı ne idi hatırlatmak gerekirse
Belediye Başkanı Necdet Özekmekçi ve Belediye Meclis Üyeleri mal
varlığını açıklasınlar idi Kandil münasebetiyle bu çağrımı
bugün yapmıyacağım -ama merak etmeyin yarın kaldığımız
yerden devam edeceğiz-
Şu ana kadar belediye başkanından
kandil kutlaması ile ilgili bir mesaj gelmedi. ama gelir -sanırım-
böyle şeyleri genellikle ihmal etmez bayram, yılbaşı kandil hep
cep telefonuma belediye başkanından bir mesaj gelir. tabii bu güne
kadar yazdıklarıma kızıp bana küsmediyse (Aslında bana göre
küsmesi için bir sebep yok, çünkü on yıl önce seçilirsem “mal
beyanımı açıklayacağım” dedi ben de “On yıl geçti ne
bekliyorsun açıkla artık” diyorum bu kadar basit.)
Belediye başkanının kızıp
kızmadığını henüz bilmesem bile belediye çalışanlarından
bana kızıp küsenler var olduğunu sanıyorum. Diyeceksiniz ki
belediye çalışanı, maaşlı memur neden sana kızsın, maaşını
alsın işini yapsın neden senin yazdıklarınla ilgilensin ki?
Yerinde bir soru ama bu kanıya nerden vardığımı yazayım belki
bana hak verirsiniz.
Bildiğiniz gibi Söke Belediyesi
çiftlik gibi yönetiliyor, bilmiyormuydunuz Sökeyi köy haline
getirenlerin yönetim yerini çiftliğe çevirmelerine neden
şaşırmamak gerekir açıklayayım;
Geçtiğimiz yıl bir golftaş firması
ile ilgili yazı okumuştum. Söke suyunu ücretsiz kullanıyorlar
vs. gibi. Bunun üzerine ben de aynı soruları merak ederek bir yazı
yazmıştım (buradan
okuyabilirsiniz) bu konu gündemi epeyce meşgul etti ama benim
belediyenin çiftlik gibi yönetiliyor iddiamı ispatı tam bu sırada
ortaya çıktı. bu kanıt nedir? derseniz bir gazeteci belediye
başkan yardımcısı Enver Helvacı ile yaptığı görüşmeyi
yazmış (yazıyı
buradan okuyabilirsiniz)
burada su işlerinden sorumlu olan Söke
Belediye Başkan Yardımcısı Enver Helvacı Sökenin suyunu
üçretsiz kullandığı iddiası ile ilgili adı geçen firma
hakkında “benim haberim yok” diyor. Şimdi dikkatinizi çekerim
“benim haberim yok” diyen kişi “Sen”, “Ben”, “O”
değil de belediye başkan yardımcısı ve bu işlerin sorumluluğu
da 'teorik olarak' ona ait. Sonradan kulağıma gelen duyumlara göre
“sen o firmanın avukatımısın” gibi laflarla gazeteciyede
azarlamış ama bunlar dedikodu olduğu için geçeyim asıl mesele
belediye başkan yardımcısı sıfatı taşıyan yetkili kişinin
vurdumduymazlığı.
Ben bu yazıyı okuyunca şaşırdım
kendi kendime “yok devenin pabucu bu kadar da olmaz yani, ulan
Nezir anma sallamışsın bu sefer” dedim ve beklemeye başladım,
bekliyorum ki belediye bir basın bülteni ile bu yazılanları
yalanlayacak (malum belediyenin kalemi kuvvetli bir basın bürosu
var şurada ve burada
ne demek istediğim yazıyor) ve bizde sorumlu olduğu makamdan habersiz
bir belediye başkan yardımcısının olmadığını öğreneceğiz.
Ama nerde! günlerce bekledim o kalemi
kuvvetli yalancılığı tescilli basın bürosu yalandan bir
yalanlama yapsa ya! Yok maalesef. Eh! aradan bu kadar süre
geçtiğine ve bugüne kadar bu yazıyı yalanlayan olmadığına
göre yazılanların hepsi doğru demek ki. Nezirin de günahını
almışım buradan söyleyeyim “pardon Nezir”.
“balık baştan kokar” diyerek
kestirmeden gitmeyip biz gene, şu aldığı maaşları haketmeyen,
sorumluluğundan bi haber belediye başkan yardımcısına dönelim,
normal bir belde de Belediye Meclisi, basına kadar yansıyan bu
rezilliğin hesabını soramak için bu kişiyi çağırır ve
“vatandaşın hakkı olan su konusunda nasıl bilgi sahibi
olmazsın” “burası babanın çiftliği mi? senin işin bu
konuları takip etmek” “birileri yetim hakkı mı? Yiyor”
(AKP'li belediye meclis üyelerine buradan selam göndereyim -hani
ağızlarından düşürmüyorlar ya ondan- ) sorularını sorar
kendisine oy veren seçmenlerin haklarını korur ya...
E! tabi bunların hiçbirisi olmadı.
Neden derseniz herkes meşgul çünkü iddia ya göre Söke Belediye
Meclisinde CHP, AKP, MHP meclis üyeleri hep birlikte “PEŞKEŞ AŞ”
diye gizli bir şirket kurmuşlar bütün şehri yağmalayıp talan
etmekle meşgullermiş en dürüst adamı da suyun başına pardon
kasanın başına oturtmuşlar, şu sıralar seçimler yaklaşırken
tekrar seçilemezsek diye ne büyük vurgunlar yapılıyormuş
duyanların dudakları uçukluyor yani. Anlayacağınız millet
Ankaradaki İstanbuldaki hırsızlarla uğraşmaktan burnunun
dibindekileri göremiyor.
Herkes “PEŞKEŞ AŞ” ortağı
olunca sonuç da bildiğiniz gibi “eşşek eşşeği ödünç
kaşır” hikayesi.
Ama şunu da söyleyeyim ben bunların
hiç birisine inanmadım. Bu kadar büyük bir çıkar örgütü
olacak şey değil hadi diyelim ki belediye meclisindekiler
çıkarlarında birleşti, bunların partileri var partilerin ilçe
başkanları var bunlar da suç ortağı olamaz diye düşündüm ve
inanmadım. ( burada bir parantez açayım,mhp ilçe başkanının
basın açıklamalarında yazılı olan “geçmiş ile
ilgilenmiyoruz bizi gelecek ilgilendiriyor” sözü biraz kafamı
karıştırdı ama ihtimal vermedim çünkü bu sözü hırsızlık
varsa üstünü örtmek için kullanmış olamazlar gibi geliyor. Ama
ortada bu kadar duman varken bu sözleri neden söylediklerini de
anlamadım. )
Neyse şuna inanıyorum uzun zamandır
yaptığım “mal varlığınızı” açıklayın çağrısı
karşılıksız kalmayacak belediye başkanı ve meclis üyeleri mal
beyanlarını açıklayarak bütün bu söylentileri yalanlayacaklar.
Açıklamazlarsa ne mi olacak?
Bugün kandil, aslında bana küsenleri
yazacaktım ama nerelere geldik, ben şu telefonumun mesaj kısmını
bir kontrol edeyim bakayım belediye başkanı ile küsmüyüz
değilmiyiz? O konulara daha sonra devam ederim.