25 Aralık 2012 Salı

Bir E-Belediye Macerası, Macera Devam Ediyor…(2.bölüm)



Hatırlarsanız bir süre önce Söke Belediye Başkanının sosyal ve demokrat tanımının ‘sözde’ olduğunu yaptıklarının bununla ilgisi olmadığını belirten ve ayrıca e belediye uygulamalarını ile başka konuları eleştiren bir yazı yazmıştım (okumayanlar şu linkten okuyabilirler; http://hayatadair2006.blogspot.com/2012/12/bir-e-belediye-maceras.html  ) bu yazım üzerine aynı gazetede 15 Aralık 2012 tarihinde “Başarı Tesadüf Değildir” başlıklı bir cevap yazısı yayınlandı.
Yazıyı okuyunca şöyle bir düşündüm, cevap yazısı Söke Belediyesi Basın Bürosu ve Söke Belediyesi Bilgi İşlem Merkezi imzasını taşıyor, yani bu iki büroda çalışanlar imzalamış, Oysaki belediyeye yöneltilen neredeyse her eleştiride ‘bir sorumlu varsa o da benim, bunlar bana bağlı birimler’ diyen belediye başkanı, bu sefer sorumluluk almamış, üstelik de, cevap yazısının altına imza koyacak bir belediye başkan yardımcısı bile bulamamışlar…
Üzüldüm, bu iki birime kimse sahip çıkmıyor galiba, yazık dedim,  çünkü bildiğiniz gibi Belediye demek, idarî ve malî özerkliğe sahip kamu tüzel kişisi demektir, belediye çalışanları kendilerine verilen işleri yaparlar, yaptıkları işlerde bir yanlışlık, bir eksiklik, bir hata varsa bu, onları yönetenlerin suçudur, sorumlusu da onlara bu emri verenler ile kontrol etmeyenlerdir.
Ve doğal olarak ben de yazılarımda belediyeyi yönetenleri eleştiriyorum, çalışanlarını değil… Sorduğum sorular ve beklediğim cevaplarda kamuoyu adına kişisel değil.
Bu noktanın altını çizelim ve önce benim yazımı bir hatırlayalım ardından cevap olarak gönderilen yazıyı birlikte okuyalım.
Ben özet olarak e belediye uygulamalarında 2012 yılına ait Meclis kararları ile encümen kararlarına ulaşılamıyor demiştim. Cevap olarak gelen yazı şöyle başlıyor:
Söke Belediyesi web sayfasında yer alan E-Belediye uygulamalarında yer alan encümen ve meclis kararlarına erişemediğiniz ile ilgili sözleriniz gerçeği yansıtmamaktadır.”(altını ben çizdim.)
sözleriniz gerçeği yansıtmamaktadır Bu elbette oldukça iddialı bir cümle, yani insanlar, bu cümleyi okuduktan sonra acaba bahse konu olan kişi ‘yalan yanlış şeyler mi? söylüyor’ diye akıllarına bir soru işareti gelebilir, kullanmadan önce iyice düşünmek gerekir.
Ayrıca şunu da düşünmek gerekir, ya meclis ve encümen kararlarına ulaşılamıyor diye iddia edenin elinde belge varsa,  o zaman ne olacak, insanlar belgeyi görünce ne düşünecekler, öyle değil mi? O zaman sizin sözlerinizin gerçeği yansıtmadığı ortaya çıkmaz mı? Yazarken hep bunları düşünmek gerekir.
 Bir de bu sözü kime karşı kullanıyorsunuz, o da önemli, şimdi bilenler bilir ama bilmeyenler için kendim hakkında bir şey yazayım, yalanı sevmem, yalan konuşmayı ve yazmayı sevmem, ayrıca elimde somut kanıt olmadan hiçbir iddia da bulunmam, diyerek lafı fazla uzatmadan belgesini yayınlıyorum…

İşte Belge:

 daha iyi okunabilmesi için bazı bölümleri büyüterek bakalım;

Bir önceki yazımda;
 E Belediye sayfaları arasında gezinirken bir bölüm ilgimi çekti,  Meclis kararları bölümü, tamam dedim şu, şehir içinde bulunan belediye arsaları neden yeşil alan yapılmadı da imara açıldı ve satıldı birilerine rantmı dağıttılar yoksa belediye borçlarını mı kapattılar acaba diye merak ettiğim için, şu meclis kararlarını bir okuyayım dedim, doldurulması zorunlu alanları var –ki sadece iki tarih giriyorsunuz o kadar-  onları doldurdum, gönder düğmesine bastım ve cevap olarak –Belirtilen Kriterlere Uygun Sonuç Bulunamadı- diye bir uyarı çıktı.” Diye yazmıştım. O paragrafa şunları eklesem iyi olacakmış, “ardından Print screen tuşuna basarak sayfanın bir fotoğrafını çektim ki -olmaz ama- olur da tersini söyleyen olursa elimde belge bulunsun, gerekirse yayınlarım diye…”
Evet, iyi ki yapmışım,  bu belgeden de anlaşılacağı gibi benim yazıyı yazdığım 11.12.2012 tarihine kadar aramalarda e-belediye üzerinden meclis ve encümen kararlarına ulaşılamıyor ve “Belirtilen Kriterlere Uygun Sonuç Bulunamadı” yazısı çıkıyor. Yani yaklaşık olarak bir yıllık meclis kararlarına ulaşılamıyor, Demek ki özet olarak söyleyecek olur isek benim sözlerim gerçeği yansıtmaktadır.
O zaman da, Söke Belediyesi Basın Bürosu ve Söke Belediyesi Bilgi İşlem Merkezi imzalı açıklamayı yazanlara bu belgenin ışığı altında -sizin ifadenizle söyleyecek olursak- ne yazık ki Sözleriniz Gerçeği Yansıtmamaktadır
Cevap yazısı okuduktan sonra e belediye uygulamalarına tekrar baktım; artık meclis kararlarını ulaşılabiliyor. Bu da gösteriyor ki ben, meclis ve encümen kararlarına ulaşılamıyor diye bir yazı yazana kadar, “şeffaf belediyecilik” anlayışı lafta kalmış veya kimsenin aklına gelmemiş, benim yazım yayınlanınca eksikliği fark ederek düzeltmişler, bu da iyi bir şey, amacımız bağcıyı dövmek değil, yaptığım eleştiriler de yazdığım yazılarda da amacım, yaşadığı kente duyarlı bir vatandaş olarak daha güzel, daha iyi, herkesin mutlu olduğu bir Söke de yaşamak için…
Devam Edecek…
Tufan Dinarlı



15 Aralık 2012 Cumartesi

'Bir E-Belediye Macerası' yazıma gönderilen yanıt



Söke Ekspres gazetesinde yayınlanın 'bir e belediye macerası' başlıklı yazıma belediyeden bir cevap geldi, basın ve halkla ilişkiler bürosu ve bilgi işlem bürosu imzası ile gönderilen yazının tam metnini aşağıda yayınlıyorum. Tırnak içerisinde ve italik olarak yazılan yazılar orjinal metinde aynı şekilde yer almaktadır.
Tufan Dinarlı

 *******************************
BAŞARI TESADÜF DEĞİLDİR
Söke Belediyesi web sayfasında yer alan E-Belediye uygulamalarında yer alan encümen ve meclis kararlarına erişemediğiniz ile ilgili sözleriniz gerçeği yansıtmamaktadır. Hem encümen, hem de meclis kararlarına istediğiniz tarih aralıklarında ulaşmanız mümkündür. Necdet Özekmekçi Başkanlığı’nda şeffaf bir belediyecilik anlayışı ile yönetilen Söke Belediyesi’nin meclis ve encümen kararlarının 2004 yılından günümüze kadar olan (9 YILLIK) tüm arşivine erişebilirsiniz.
Erişememenizin nedeni zaman zaman internet şebekesindeki sıkıntılar yada Söke Belediyesi’nin veri güvenliği açısından sistemin otomatik olarak aldığı data yedekleme zamanına denk gelmesinden olabilir. Takdir edersiniz ki bu oldukça doğal bir durumdur.
Türkiye’de birçok büyükşehir belediyesinden bile daha önce E-Belediyecilik uygulamalarının birçoğunu hayata geçirmiş Söke Belediyesi’nin bu başarısı; yine Türkiye çapında birçok belediye tarafından örnek alınmıştır. Yazınızda küçümsediğiniz E-TR büyük ödülünü Cumhurbaşkanlığı makamında Sayın Cumhurbaşkanı’nın elinden alan ilk ve tek belediye SÖKE BELEDİYESİ’dir. Akıllı Kent Otomasyon Sistemi (AKOS) ve E-Belediye uygulamaları sadece en büyük ödüle değil bunun yanında Başarı Ödülü ile Jüri Özel Ödülü’ne de layık görülmüştür. Kaldı ki; 2010 yılında Söke Belediyesi tarafından alınan bu üç ödül; Kamudan Vatandaşa e-Hizmetler Kategorisi”nde Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü, Çevre ve Orman Bakanlığı ve Şişli Belediyesi ile finalde yarışılarak kazanılmıştır. Söke Belediyesi’nin kimlerle yarıştığını takdirlerinize bırakıyoruz.
Ödülü nasıl aldığımızla ilgili sözlerinize gelince; Türkiye E-TR Ödülleri Yarışması Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) ve Türkiye Bilişim Vakfı (TBV) tarafından düzenlenen bir yarışmadır. Bu yıl 17 Aralık 2012 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) himayesinde yapılacak olan yarışmada oylamalar jüri tarafından elektronik ortamda yapılmaktadır. Ayrıca jüri üyeleri yarışmaya katılanlarca kesinlikle bilinmemektedir. Bu nedenle ödüllü belediyeci kardeşlerim siz bu ödülü nasıl aldınız, almak için araya adammı soktunuz yoksa diyesim geliyor ama neyse du bakalım” sözleriniz sadece Sökeli olarak yürek acıtıcıdır.
Saygılarımızla…

Söke Belediyesi Basın ve Halkla İlişkiler Bürosu
Söke Belediyesi Bilgi İşlem Bürosu

Bir E-Belediye Macerası



Efendim, Sökenin içme suyu üzerine bundan bir süre önce bir yazı yazmıştım. Orada bazı yazarlardan alıntılar yaparak kimi sorular yöneltmiş ve cevap beklediğimi belirtmiştim, Başka köşe yazarları da bu konuda yazılar yazdılar,  aradan geçen bunca zamana karşı yazılanlar hakkında henüz kimse bir açıklama yapmadı. Susmak kabullenmektir gerçi ya neyse, bekliyorum.
Bildiğiniz gibi Söke Belediyesi e-devlet ödülü aldı- ve yine bildiğiniz gibi sosyal demokrat olan Söke Belediye başkanı –gülmeyin şimdi, diyeceksiniz ki belediye başkanı ortalarda yok, halk içine çıkmayan, insan yüzüne bakmayan, belediye başkanı nasıl ‘sosyal’ oluyor? Derseniz; Bu sorunuzu bana değil CHP+Kadın Meclisindekilere sorun, onlarda ‘Cumhuriyet’ ile ilgilenmekten fırsat bulurlarsa eğer Söke ile de ilgilenirler ve size bir yanıt verirler.-umarım.
Konuyu dağıtmayayım diyeceğim ama şu demokratlık üzerine de birkaç söz etmek lazım, çünkü yaşadığımız kentte, şehir içi ulaşım; özel,  şehirlerarası ulaşım; özel, çöp toplama; özel, mezbaha yok dolayısıyla özel, bir tane halk ekmek yok, açlara yemek verecek bir aş evi yok, depreme hazırlık desen hak getire, demokratlık bunun neresinde derseniz, onu da bilemem soracağınız adresi söyledim onlara, siz ne biçim ‘sosyal’ ve ‘demokratsınız’, ‘Cumhuriyet ile ilgilendiğiniz kadar, Söke ile de ilgilenseniz ya!’ diye sorun.
Neyse işte ‘sözde’ sosyal ve ‘sözde’ demokrat olan belediye başkanı, Cumhurbaşkanımızdan e belediye ödülü aldı biz de, boy boy fotoğraflarını duraklarda gördük hem konu hakkında bilgilendik, gururlandık hem de belediye başkanının yüzünü görüp hasret giderdik ya, işte lafı şu ödüllü e belediye uygulamalarına getireceğim…
Belediyenin internet sayfasında pek çok işlem yapabiliyorsunuz, yani gayet güzel görünüyor,
E Belediye sayfaları arasında gezinirken bir bölüm ilgimi çekti,  Meclis kararları bölümü, tamam dedim şu, şehir içinde bulunan belediye arsaları neden yeşil alan yapılmadı da imara açıldı ve satıldı birilerine rantmı dağıttılar yoksa belediye borçlarını mı kapattılar acaba diye merak ettiğim için, şu meclis kararlarını bir okuyayım dedim, doldurulması zorunlu alanları var –ki sadece iki tarih giriyorsunuz o kadar-  onları doldurdum, gönder düğmesine bastım ve cevap olarak –Belirtilen Kriterlere Uygun Sonuç Bulunamadı- diye bir uyarı çıktı.
Oysaki sadece iki tarih girmiştim, tarih aralığını değiştireyim dedim, yaptım da 01.01.2012-12.12.2012 tarihlerini girdim ama boşuna yine aynı uyarı ile karşılaştım, bu şartlar altında çıkan sonuç şu - e belediye ye göre - geçtiğimiz bir yıl boyunca meclis kararı alınmamış(!) olmayacağını biliyorum ama ödüllü sayfadan daha iyi bilecek halimiz yok ya…
Başka bir yere daha bakayım dedim merak işte, bu sefer encümen kararlarını okumaya karar verdim, yine aynı şekilde iki tane tarih girip gönder düğmesine basıyorsunuz ve tıssss, yok bilgisayardan değil çeşmeden geliyor dışarıda şakır şakır yağmur yağıyor ama çeşmelerden bir damla su gelmiyor, yani efendim encümen kararlarına bakmaya bir kahve arası vereyim dedim, ama sular kesik,  tekrar bilgisayar başına dönerek denedim ı-ıh aynı uyarı çıkıyor ve öyle bana bakıp duruyor Belirtilen Kriterlere Uygun Sonuç Bulunamadı.
(Sanki sözünü tutan belediye başkanı aranıyor diye yazıp enter tuşuna bastım da, yazı da bana hatırlatıyor, maalesef buna uyan bir kişi yok diye…)
Neyse sayfaya döneyim, yahu kriter dediğiniz hepi topu iki tane tarih aralığı, üstelik de geçtiğimiz bir yıllık zaman dilimini kapsıyor, bu kritere uygun bir sonuç nasıl bulamazsınız ödüllü belediyeci kardeşlerim siz bu ödülü nasıl aldınız, almak için araya adammı soktunuz yoksa diyesim geliyor ama neyse du bakalım…
Epey bir denedim ancak nafile, e belediye sayfası uygun sonuç bulamadı bu durumda ben de şu sonucu çıkardım - geçtiğimiz bir yıl boyunca meclis ve encümen kararı alınmamış(!).
Şaka tabii ama ben yapmıyorum şakayı e-belediyeciler yapıyor. Oysa basından okuyoruz meclis kararları, encümen kararları alınıp duruyor,(üstelik imar tadilatları kararları oy birliği ile alınıyor) aklıma takıldı, acaba dedim bu kararlarda belediye başkanının arkasına takılıp yok mu oldular. Hay Allah! Bak sen şimdi, daha çok merak ettim, belediye başkanı ortada yok, meclis kararları yok, encümen kararları yok, e belediye sayfasında bilgi yok, çeşmelerde su yok,  içim daraldı, hava da kapalı kasvetli,  üstelik dışarıda nasıl bir yağmur anlatamam ama meraktan çatlayacağım, giyindim çıktım, koşar adım yürüyerek belediye meydanına gittim, kafamı kaldırdım baktım Oh! …
Belediye binası yerli yerinde, çok şükür, rahatladım…

4 Eylül 2012 Salı

Bilme Hakkı

"Bilme Hakkı" ve Havadan Sudan Konular Üzerine…
Demokrasi ile yönetilen ülkelerde; insanların, kendilerini etkileyen kararların alınmasına gerçekten ve etkili bir şekilde katılabilmesi için çeşitli bilgilere ulaşabilmeleri gerekmektedir.
İlk bilgiye erişim hakkı 1766 yılındaki İsveç kanunudur. Fakat bilgiye erişim fikri Amerika Birleşik devletlerinin 1966 yılında Bilgi Özgürlüğü Yasası’nı geçirdikten sonra dünyaya yayılmıştır. Son on yılda birçok Latin Amerika, Afrika ve Asya ülkeleri hukuk rejimlerine bilgiye erişim yasalarını dâhil etti. Bu gün 84 ülkede bilgiye erişim yasaları bulunmaktadır.
Bilgiye erişim hakkı temel bir insan hakkı olarak tanınmıştır ve bilgiye erişim hakkının temelinde, kamu kurumlarının, “halka hizmet etmeleri veya halkın hizmetkârları” gibi hareket etmeleri ilkesi vardır.  Bu anlayıştan dolayı da kamu kuruluşlarının bizim adımıza tuttukları bilgilere erişim hakkımız vardır.
Bilgi edinme hakkı, Türkiye de 9-10-2003 yılında yayınlanan 4982 sayılı, bilgi edinme hakkı kanunu ile düzenlenmiştir. Bu kanunun dördüncü  maddesi aşağıdaki gibidir;
    Madde 4 - Herkes bilgi edinme hakkına sahiptir.
Bilgi edinme hakkı demokrasi ile yönetilen ülkelerde, belediyeler de bir kaç şekilde kullanılır, bunlar, belediye başkanı bir açıklama yapar, bizler gazetelerde okuruz böylece bilgi sahibi oluruz, diğer yöntemler ise bilgi almak istediğiniz devlet dairesine veya belediye dilekçe verirsiniz, bu dilekçenize yanıt vermeleri zorunludur.
Başka bir yöntem ise kamu adına, soru soran gazeteciler vasıtası iledir.  Bu insanlar, kamunun yaptıklarını, kamuoyu adına sorgular ve sorular sorarlar, peki cevap alırlar mı? Bazen, genellikle ülkeyi veya bir şehri yönetenler halkın hizmetkârları olduklarını unutup, kendilerini ’Padişah’, ‘efe’ falan zannettikleri için, kamuoyu diye bir varlığı kabul etmek istemezler, dolayısı ile kamuoyu adına soru soranları da pek adam yerine koymazlar.
Peki, bilgi edinme hakkı için bu giriş neden derseniz, hem herkes hakkını hukukunu bilsin, hem de merak ettiğim bazı sorular var onları sorayım diye, olur ya okuyup cevap veren olursa…
Sökenin bir büyük kasaba olduğu yıllardır söylenir, doğruluk payı var, insanların yaşam alanları örneğin yeşil miktarı bu konularda belirleyici oluyor.
Şehrin içinde ana cadde üzerinde, yıllardır boş duran küçük arsalar vardı, buralara neden park yapılmaz derdim kendi kendime, bir gün birileri kazmaya başladı ve Aydın Caddesi, İstasyon Caddesi, yeni hastane karşısı, basket sahası derken Söke de yıllardır boş olarak duran alanlara birden binalar konuverdi,  ne oluyor? Bu yerler neden yeşil alan olarak düzenlenmedi de binalar yapıldı? 
Merak işte…
Yeşillik, Çevrecilik deyince hep aklıma eskiden yaşadığım bir olay gelir;
Yıllar önce, bu yeşil severlik, çevrecilik yeni yeni ortaya çıkmaya başlamış iken, İstanbuldan bir arkadaşım gelmişti (yılını hatırlamıyorum ama aylardan nisan mayıs olduğuna eminim)
 Sökeden Bodruma gitmek üzere beraber yola çıktık, ova yolunda ilerliyoruz, sağlı sollu buğday ekili tarlalar, yeni filizlenmiş, her taraf yemyeşil arkadaşım bana döndü ve  ‘ne kadar çevrecisiniz, her tarafı yemyeşil çimlerle kaplamışsınız’ deyiverdi.
Şöyle etrafıma bir bakındım hakikaten yemyeşil ama hayatında İstanbul dışına çıkmamış, buğday tarlası görmemiş birisine -utandırmadan- bunu nasıl anlatacağımı bilemedim, ‘haklısın yeşili severiz’ dedim…
Yıllar sonra şimdi düşünüyorum da herhalde Söke de yaşayan bizler de, pamuğun yeşili, buğdayın yeşili, mısırın yeşili derken çimen yeşilini aramıyoruz sanki –gerçi bulsak da ne oluyor, şehrimizde çimenlerin bir tek işlevi var o da ‘üzerine basmak yasaktır’ tabelası koymak sanki-
Yeşil deyince insanın aklına ister istemez su meselesi de geliyor, Sökenin çeşmelerinden akan su, yıllardır içilebilir kalite olmaktan çıktı, bunu düzeltmek için ne yaptıkları konusunda bir fikrim yok.
Geçenlerde Ali Sarayköylü nün bir yazısını okudum, Golf tesisleri ile ilgili bazı sorular sormuş, aynı soruların yanıtlarını ben de merak ediyorum,

Ali Sarayköylünün izni ile yazısından alıntı yaparak devam ediyorum;
“Şimdi Söke Belediyesine soruyorum:

1- Kuşadası Golf Tesislerinde yeraltından çekilen su miktarı tarafınızca biliniyor mu?
2- Komşu arazilere çakılan artezyenlerle çekilerek tesislere akıtılan su miktarını biliyor musunuz?
3- Söke’de çeşitli yerlerdeki kaynak sularından bu tesislere akıtılan var mıdır? Bunlar hangi sulardır? Bu suların miktarı ne kadardır? Hangi şartlarla ve neye dayanılarak bu tesislere tahsis edilmiştir?
4- Böyle bir tahsis varsa bunun için bir bedel tahsil ediliyor mu? Kaç lira bedel üzerinden su veriliyor?
5-Komşu bahçelerden alınan sular için sadece bahçe sahibinin rızası yeterli midir? Bunun dışında da bir izin gerekli midir?
6-Söke’nin yer altı sularında, özellikle bu tesislerin yapımından sonra aşırı derecede seviye düşüşleri tespit edilmiş midir?”
Yukarıda yer alan sorular 24.8.2012 tarihli Söke Ekspres gazetesinde yayınlanan “Bu Kaynaklar Yetmiş Milyonun” başlıklı yazısında yer almıştır

(merak eden Söke Ekspres gazetesinin internet arşivinden bulup okuyabilir*),
Ben de Söke de yaşayan bir vatandaş olarak bu soruların yanıtlarını merak ediyorum (Malum olduğu üzere bilgi edinme hakkı).
Bugünlerde çeşmelerden içilebilir olmasa da su akıyor, ama böyle giderse bu suyu bile bulamayacağız galiba…

Tufan Dinarlı

*Gazete arşivi dedim ama Söke Ekspres gazetesinin arşivinde herhangi bir yazı aramaya çalışana Allah sabır versin, aradığınız yazıdan başka her şeyi bulabiliyorsunuz, iyisimi siz Google da aramayı deneyin.